ASKERİN GÜVENLİK VE STRATEJİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞ BEYAN EDEMEMESİ JEOPOLİTİK SORUN DOĞURUR.

Ahmet Yavuz – Vesayet Savaşları

Geçen aylar Vesayet Savaşları adlı yeni bir kitabı yayınlanan kumpas mağdurlarından Ahmet Yavuz ile eseri üzerine çok kısa bir söyleşi yaptık. Emekli Tümgeneral olan yazar kamuoyunda asker sivil ilişkilerine ilişkin görüşleri ile tanınmaktadır.

Askeri vesayet olarak adlandırılan askerin görüş ve tavsiyesini beyan etmesinin devreden çıkarılmasını kimi anti demokratik gelişmelerin önünü açtığını iddia ediyorsunuz. Buna örnek olarak neleri verebilirsiniz?

Önce şunu ifade edelim askerin görüşünü ifade etmesi askeri vesayet olarak addedilemez. Askerin kendi alanı dışına çıkarak siyasi iktidarın atacağı demokratik ve hukuki adımları sınırlandırma gayreti vesayet olarak adlandırılabilir. Yoksa iktidarın hukuk içinde kalmasını talep etmesi ve onu ülke çıkarları doğrultusunda kararlar almaya yönlendirmesi vesayetçi bir yaklaşım değildir. Bu çerçevede açılım uygulamaları, Suriye politikası, FETÖ’nün devlet ve TSK’da palazlanması asker görüşünün dikkate alınmadığı örnekler olarak verilebilir.

Askerin güvenlik ve büyük strateji dahil siyasi makamlara görüş beyan edememesi sizce ne gibi önemli sonuçları doğurmaktadır?

Jeopolitik sorun doğurur. En açık örnek, Suriye’dir.

Kumpas davalarının başladığı ve devam ettiği dönemdeki Genelkurmay Başkanlarının bu işte ne gibi bir vebali söz konusudur? Neden basın açıklaması yapıp tertibi halka anlatmamışlardır? Arkadaşlarının göz göre göre kumpasta mağdur olmasına neden göz yummuşlardır?

Veballeri çok. Ya sorunu anlamadılar ya da korktular.

Açılım süreci sırasında sınırdan geçişlere göz yuman bölgedeki askerlerin suçlu olduğunu söylüyorsunuz, bunu orada o dönem görev yapan arkadaşlarınıza da özel sohbetleriniz de söylediniz mi? Onların bu konu hakkındaki düşünceler nedir?

Bir arkadaşla paylaştım. Benzer düşünüyor.

Hükümetin Suriye politikasını haklı olarak yanlış buluyorsunuz. Sizce Suriye’de iç savaş başladığında hükümet nasıl bir politika takip etmeliydi?

Suriye’nin yanında yer almalıydı, karşısında değil.

Katar’da iki ABD üssü bulunduğunu ve Katar gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasını ABD’nin desteklediğini ve istediğini söylüyorsunuz. Peki son zamanlarda çıkan Katar krizinde neden ABD diğer Arap ülkeleriyle Katar’a karşı bir pozisyon almıştır?

Katar gazı konusundaki görüşleri paylaştım. Artık yapılabilirliği kalmadı. Katar ile sorun başka bir meseledir.

Kitapta bazı isimlerin ifadeleriyle belirttiğiniz üzere Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan; Mısır, Tunus ve Libya için istediği laikliği Suriye için istememiştir. Sizce bunun nedeni nedir?

O ülkelere laiklik tavsiyesinde ne ölçüde samimi olduğunu bilmiyoruz. Ayrıca Suriye’de Müslüman Kardeşler’in iktidar olmasını istedi.

Sizin de Kara Harp Akademisi komutanlığı yaptığınız dönemde sınav sorularının olduğu dolapların anahtarlarını bulunduran subayların hepsinin tutuklu olduğunu söylüyorsunuz. Bu noktada kendinizin de ihmali olduğunu düşünüyor musunuz?

Elbette ben de sorumluyum. Ancak görev yaptığım dönemde buna ilişkin hiçbir bilgiye sahip değildim. Böyle bir bilgi gelse ve işlem yapmamış olsam sorumluluğu üstlenirdim.

Ahmet YAVUZ, Kırmızı Kedi Yayınevi, Ekim 2017, 272 Sayfa, ISBN: 6052981276


Yazar: Ümit ÇALIŞKAN

0 0 kere oylandı
İçeriği Değerlendir