DR. RUŞEN TOPALLI İLE SÖYLEŞİ

Ahmet Şahin: Osman Fikret Topallı’nın günlükleri ve notları size ilk ulaştığında bu belgeler hangi fiziksel ve içerik durumdaydı?
Ruşen Topallı: Dedemin muhtelif konularda çok sayıda almış olduğu notlar ve yine çeşitli konularda kitap hazırlıkları var. Bunlar dosyalar halinde arşivde duruyor. Bunları incelerken Basın Tarihi hakkında bir kitap çalışması olduğunu fark ettim. Bunların bazıları birbirine iğnelenmiş yapraklar halinde, bazıları ise defterlere kaydedilmiş durumda idi. Bunların arasına serpiştirilmiş birçok perakende notlar da ayrıca bulunuyordu. Orijinal notlardan örnek görüntüleri kitaba da resim olarak koyduk.
Ahmet Şahin: Osmanlıca metinlerin çeviri ve yayına hazırlanma sürecinde karşılaştığınız en önemli güçlükler nelerdi?
Ruşen Topallı: Aslında çeviri işin en kolay kısmıydı. Notları önce bire bir çevirdim. Arada tek tük okuyamadığım yerler olmadı değil ama çok önemli yerler değildi kitapta […] olarak belirttim onları. Tabi Osmanlıca metinlerin transkripsiyonu yapılırken yaşanan bilindik zorlukları ben de yaşadım, özellikle yabancı kelimeler ile Rum ve Ermenilerin isimlerini doğru okumak bazen zorladı. Esas zorluğu ise kitabı düzenlerken yaşadım. Aynı konularda hazırlanmış farklı notların birleştirilmesi, tekrarların çıkarılmasını olabildiğince yaptım ama aralarda harcanamayacak bilgiler olduğunda metnin orijinalliğini bozmamak adına tekrarlara göz yummam da gerekti bazen.
Ahmet Şahin: Kitabın yapısını ve bölümlerini kurgularken hangi editöryal tercihleri benimsediniz?
Ruşen Topallı: Kitabın bölümleri zaten Osman Fikret Topallı tarafından belirlenmiş ve başlıklandırılmıştı. Bunların sıralanmasında benim verdiğim tek karar sanırım önce yayınları sonra şahısları yazma şeklindeydi. Burada da daha önce yayınlanmış olan Hüseyin Albayrak’ın Trabzon Basın Tarihi ve Ömer Erden Menteşeoğlu’nun Giresun Basın Tarihi’ndeki usule uydum…
Ahmet Şahin: Kitapta Giresun’da ilk matbaanın kuruluş süreci nasıl anlatılıyor? Bu sürecin yerel basın kültürüne etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ruşen Topallı: Giresun’da ilk matbaanın kuruluş süreci oldukça ayrıntılı olarak kitapta yer alıyor. İttihat ve Terakki Cemiyeti Giresun Kulübünün girişimiyle gelişen bir süreç, Redif Alayı kumandanı Kaymakam, yani Yarbay İrfan Bey’in öncülüğünde Türk, Rum ve Ermeni tüm unsurların katılımıyla halkın bağışlarıyla matbaa kuruluyor. İlk gazete de matbaanın açılış töreninin olduğu gün çıkmaya başlıyor. Matbaanın kurulduğu 1909 yılında Giresun, Trabzon vilayetine bağlı bir kaza merkezidir. Vilayet merkezi olan Trabzon’un (1866) ve bir sancak merkezi olan Samsun’un (1887) ardından bir kaza merkezi olan Giresun’da matbaa kurulması önemlidir. Ve erken dönemde birçok kaza merkezinde hatta bazı sancak merkezlerinde bile olmayan bir kurum hem matbaa ve hem de gazete. Tabi emsallerine göre oldukça erken başlamış bir basın kültüründen bahsedebiliriz Giresun’da. Bu itibarla hem nitelik hem de nicelik olarak gelişmiş bir basın hayatı olmuştur.

Ahmet Şahin: Giresun’da ilk gazetenin çıkışı, dönemin toplumsal ve siyasi atmosferiyle nasıl bir ilişki içinde olmuştu?
Ruşen Topallı: İlk gazete “Giresun” adını taşıyor ve matbaanın resmi açılışının yapıldığı 24 Mart 1910 tarihinde çıkmaya başlıyor. II. Meşrutiyet’in özgürlük ortamında çıkmaya başlıyor ancak gazetenin sahibi ve başyazarı Mehmet Hamdi Bey başlangıçta İttihatçı birisi. Bu şekilde gazetesini çıkarmaya başlıyor, sonra İttihat ve Terakki içerisinde yürüyen bazı durumlardan rahatsız olarak cemiyetten uzaklaşıyor ve bağımsız hareket etmeye ve o yönde yazmaya başlıyor. Hürriyet ve İtilaf Partisi kurulunca ona geçiyor ve onu destekleyici yazılar yazmaya başlıyor. Bunun üzerine ona zorluklar çıkarılmaya başlanıyor ve ona karşı “Giresun Maarif” adında ikinci bir gazete çıkarılmaya başlıyor. O dönem peş peşe başka gazeteler de çıkmaya başlayacaktır.
Ahmet Şahin: Mehmet Hamdi Bey’in şehir basınına katkılarını, dönemin diğer basın figürlerinden ayıran yönleri nelerdi?
Ruşen Topallı: Mehmet Hamdi Bey, Osman Fikret Topallı’nın üstadı olarak gördüğü ve çok değer verdiği birisi. Edebiyatçı ve şair aynı zamanda. Öğrenciliğinde Trabzon ve İstanbul gazetelerinde yazı ve şiirleri yayınlanmış ve en son Samsun’da Aksiseda gazetesinin başyazarlığını yürütmekteyken davet üzerine memleketi Giresun’a dönerek “Giresun” gazetesini çıkarmaya başlıyor. Şehrin ilk gazetecisi ve belki de başlangıçta tek gazetecisi. Tabi Giresun gazetesinde sonradan başkaları da yazmaya başlıyor. Bunların arasında Osman Fikret Bey de var. Önceki sorunuzda bahsettiğim gibi siyasi yönü de olan bir kişilik önce İttihatçı, sonra bağımsız, ardından İtilafçı. Ancak çok genç yaşta, Balkan Savaşı’nda otuz dört yaşındayken kaybetmişiz…
Ahmet Şahin: Hacı Hasan Efendi’nin matbaacılık faaliyetleri Giresun’un basın ekosisteminde nasıl bir dönüşüm sağladı?
Ruşen Topallı: Hacı Baba olarak da anılan Hacı Hasan Efendi Samsunlu’dur ve orada yetişmiş bir matbaacıdır. Mehmet Hamdi Bey’in aracılığı ile Giresun’a gelip matbaayı kuruyor. Yani bir dönüşümden ziyade başlatıcı olduğunu söylemek daha doğru olur. Giresun Matbaası’nın ardından izleyen yıllarda kurulan Aretias ve Petak matbaalarının kurulumunu da o yapmıştır. Bir kitabın kapağında “Karadeniz’in Gutenberg’i” olarak anıldığını da görüyoruz. Giresun’un o dönemki bütün matbaalarında imzası vardır. 1909’da Giresun’a gelmiş, 1923’te kısa süre bir Trabzon’a gitmiş sonra yine Giresun’a dönerek 1928 yılına kadar Giresun’da kalmıştır. Zaten 1936 yılında da vefat etmiştir.
Ahmet Şahin: 1938’e kadar basın hayatına emek veren diğer şahsiyetlerin ortak nitelikleri sizce nelerdi?
Ruşen Topallı: Döneme göre değişiyor sanırım. Ama genelde siyasi yönü olan kişilikler. Seçim zamanları yeni gazetelerin açıldığını ve sonra kapandığını da görebiliyoruz. O zamanlar gazetelerin toplum hayatındaki yeri bugünden çok farklı. Tek haber alma kaynağı diyebiliriz. Dönemin son yıllarında radyo da devreye giriyor belki ama ilk başlarda özellikle böyle, yani gazeteden başka bir haber alma aracı yok. Öyle olunca halka ulaşmak isteyen siyasiler için de; halkı eğitmek isteyen kişiler için de yazılı basın çok önemli oluyor. Gazete yöneticilerinin sıradan kişiler olabildiğini ama yazanların arasında bazıları gerçek isimlerini kullanmayan kamu görevlilerinin de bulunabildiğini, öğretmenlerin ve askerlerin de gazetelerde yazılar yazdığını görüyoruz. Özellikle milli mücadele döneminde Giresun’da milli mücadeleyi destekleyen bir basın hayatı var. Bu kısmen kitapta da yer alıyor ama bunu daha ayrıntılı inceleyen başka çalışmalar ve yine Osman Fikret Topallı’nın “Müdafaa-i Hukuk ve İstiklal Harbi Tarihlerinde Giresun” adlı Veysel Usta ve Mustafa Çulfaz tarafından yayına hazırlanmış bir başka kitabında çok daha ayrıntılı bilgiler yer alıyor.
Ahmet Şahin: Kitapta yer alan 60 dönem fotoğrafını nasıl temin ettiniz ve seçim kriterleriniz neydi?
Ruşen Topallı: Fotoğrafların bir kısmı fotoğraf olarak ve arkasına bilgi yazılmış olarak Osman Fikret Topallı arşivinde yer alıyor. Bazı görseller de yine arşivdeki belgelerin veya gazete ve dergilerin fotoğrafları. Çoğu, yani elli üç tanesi böyle Osman Fikret Bey’in arşivinden. Birkaç tane de başka arşivlerden elde ettiklerim oldu. Örneğin ilk matbaanın kurulduğu bugün artık var olmayan binanın cepheden bir fotoğrafı var onu İhsan Hakyemez arşivinden kullandım. Giresun’un ilk gazetesi de elimde yoktu onu da Hüseyin Gazi Menteşeoğlu koleksiyonundan temin ettim. Birkaç tane de internetten elde ettiğim görsel oldu. Genelde şahıs biyografilerinin anlatıldığı bölümde herkesin bir resmini kullanmaya çalıştım. Gazeteler için de öyle. Daha önce başka kitaplarda yayınlanmış görselleri mümkün olduğunca kullanmamaya çalıştım.
Ahmet Şahin: Fotoğraflar, yazılı metinlerdeki anlatıları nasıl tamamlıyor ya da güçlendiriyor?
Ruşen Topallı: İnsan her okuduğunu zihninde canlandıramayabilir bu itibarla görüntü bazen bunun daha iyi oluşmasını sağlayabiliyor. Bir de görsel malzeme anlattıklarınızı bir anlamda delillendirmeye de yarar. Bu anlamda çevirdiğim notların görsellerinden birkaç örnek de koydum ki Osmanlıca bilen okuyucu inceleyip karşılaştırabilsin.
Ahmet Şahin: Osman Fikret Topallı’nın kişisel notları, sadece basın tarihi değil, Giresun’un sosyal ve kültürel hayatına dair hangi yeni bilgileri ortaya koydu?
Ruşen Topallı: Osman Fikret Topallı’nın notlarından şimdiye kadar beş kitap yayınlandı. Bunlardan Cemil Koçak tarafından yayına hazırlanan Giresun Günlükleri I ve II yani iki cilt olarak, dedemin arada eksik yıllar olsa da 1925 – 1961 yılları arasında tuttuğu günlükler ki o dönemin sosyal ve kültürel hayatına ait çok önemli detayları içeriyor. Hem ailemiz içindeki ilişkiler, o dönem sosyal hayat nasıl işliyor, sinema, tiyatro, konserler radyo dinleme alışkanlıkları, ekonomik sorunlar, hem yerel hem ulusal dönem siyaseti konularında birçok bilgi veriyor. Bunlardan ne kadarı “yeni” bilgidir söylemek güç tabi. Benim için şu an aklıma gelen yeni bilgileri bir çırpıda sayacak olursam Giresun’da kadın-erkek birlikte izlenen ilk etkinlik, Giresunlulardan ilk sahneye çıkan kadınlar, Giresun’daki ilk resim sergisi tüm bunları bu günlüklerden öğrendim. Daha önce bahsettiğim Müdafaa-i Hukuk ve İstiklal Harbi Tarihlerinde Giresun adlı çalışmasının bir bölümü olarak yayınlanan 1918-1919 günlükleri de o günlerin ilişkilerini çok güzel yansıtan bilgiler içeriyor. İttihatçı – İtilafçı kutuplaşması, Rumlarla ilişkiler gibi konular başka kaynaklarda görmediğim ayrıntıla içeriyor. Bunlar dışında henüz yayınlanmamış, ara sıra göz attığım sivil toplum kuruluşları, eğitim kurumları tarihleri, muhtelif biyografilerle ilgili çalışmaları da bu kapsamda ele alınabilecek notlar…
Ahmet Şahin: Aile içinde bu belgeler nasıl muhafaza edilmiş ve bugüne kadar nasıl aktarılmıştı?
Ruşen Topallı: Ben doğduğumda dedem öleli dört yıl olmuştu ve onun yaşadığı evde biz oturuyorduk. Onun odası olduğu gibi korunmuş halde duruyordu. Boydan boya camlı kitaplıklar ve içi dolu kitap vb. dolu idi. Sonra o ev yıkılırken içindekiler başka yerlere taşındı, oradan başka yere taşındı. Zaman zaman içinden çalınanlar oldu. Başkalarına verilenler de olmuş tabi. Bazıları sahaflara düşmüş, müzayedede satılmıştı. Sonra ben bu işlere merak sarınca elde kalanları araştırıp toparladım, başka yerlere dağılanların bir kısmı tekrar bana ulaştı falan ama tabi tamamıyla değil.
Ahmet Şahin: Sizce aile arşivleri, yerel tarihin eksik kalan sayfalarını tamamlamada nasıl bir rol oynuyor?
Ruşen Topallı: Sadece arşiv belgeleriyle tarihin doğru ortaya konulamayacağı bir gerçek. Özellikle sosyal tarih konuları için bu önemli. Dönem basınını incelemek de oldukça bilgi verici olsa da orada eksikler ya da nesnellik sorunları olabiliyor. Bu açığı sözel tarih çalışmaları, aile arşivlerinde yer alan belge ve fotoğraflar, günlükler, anılar doldurabilir. Tabi bunların da nesnellik sorunu vardır ve mümkün olan yerlerde farklı kaynaklardan karşılaştırmalı gitmek lazım. Günlükleri ve anıyı ayırmak istiyorum burada. Günlük, adı üzerinde günü gününe taze bilginin kayda geçirilmesiyle oluştuğu için daha doğruya yakın veriler sunabiliyor. Bu anlamda dedemin günlüklerinden çok yararlanıyorum. Anı ya da hatırat ise bazen üzerinden yıllar geçtikten sonra hatırlanan bilgilerin kayda geçirilmesi, burada geçen zamanın konjonktürü değiştirmesi ile nesnellik yitimi olabileceği gibi, yanlış ya da eksik hatırlama, farklı olayları birbirine karıştırma gibi insan belleğinin zayıflıkları da devreye girebiliyor. Tüm bunlar göz önüne alınarak dikkatli bir değerlendirme ile kullanılmak koşuluyla çok kıymetli bilgiler bu gibi kaynaklarda elde edilebilir.
Ahmet Şahin: Bugünkü Giresun basını ile Osman Fikret Topallı’nın yaşadığı dönem arasında gördüğünüz süreklilikler ve kopuşlar neler?
Ruşen Topallı: Bugün Giresun basını da tüm ülkede hatta dünyada olduğu gibi yeni bir yolda. Kâğıda basılı gazete dergilerin payı giderek azalırken anlık güncellenen internet yayıncılığı, sosyal medya vb. kaynakların payı da hızla artıyor. Ama bugün o zamandan yaşayan gazetelerimiz hala var. Örneğin 1925’de çıkmaya başlayan Yeşilgiresun hala yayınlanıyor, geçtiğimiz günlerde 100. yaşını kutladık. 1924-1927’de yayınlanmış İzler dergisi 2020’de tekrar yayınlanmaya başladı, ben de bu derginin yazarlarından biriyim. Eski gazetelerin tam devamı olmasa da onlarla aynı ismi taşıyan Yeni Giresun, Karadeniz, Işık gibi gazeteler de yayınlanmakta. Eskiden tek kaynak oluğu zamanlarda sadece haber ve yorum değil halkı her konuda bilgilendirmek gibi bir misyon yüklenmiş basın bugün bu görevlerini başka birçok mecra ile paylaşıyor. Bu itibarla aynı yayın organı hem basılı ortam ama hem de internette, sosyal medyada varlığını sürdürmeye çalışıyor.
Ahmet Şahin: Bu kitabın, yerel basın tarihi çalışmalarına ve araştırmacılara nasıl bir kapı aralayacağını düşünüyorsunuz?
Ruşen Topallı: Bu kitabın en önemli yanı doğrudan tanıklığın ifadesi olması. Osman Fikret Topallı Giresun’un ilk gazetesinden itibaren basının içinde yer almış, imzasız haberlerle başladığı gazeteciliği köşe yazıları ile sürdürmüş ve sonunda başyazarlık da yapmış ve dönem basının diğer önemli kişileriyle de doğrudan tanışıklığı olan bir kişi. Bu itibarla başka kaynaklardan elde edilemeyecek bilgiler bu kitapta bulunabiliyor. Gazetelerin çıkma nedenleri, çıkaranların motivasyonları, yayınlarda takma isimle ya da imzasız yazı yazanların gerçek kimlikleri gibi bu yayınları inceleyerek elde edilemeyecek bilgileri buna örnek olarak verebiliriz. Ayrıca Mehmet Hamdi Bey, Matbaacı Hacı Baba gibi Giresun basın tarihinde önemli yeri olan ancak bugün fazla bilinmeyen kişiler hakkında başka kaynaklarda bulamayacağımız en ayrıntılı bilgileri de bu kitapta bulabiliyoruz. Bunlar ve bazı başka kişiler hakkında da biyografik çalışmalar yapacak araştırmacılara önemli kaynak teşkil edecek bilgilere buradan ulaşılabilir…
Yazar: Ahmet Şahin