“100 Soruda Kudüs”, Kudüs için hem tarihi hem de coğrafi bir kılavuz niteliği taşıyor. Kudüs hakkında bilgi edinmek isteyenler, tarihçesini merak edenler ve Kudüs’ü ziyaret edecek olanlar için faydalı bilgiler içeriyor. Kudüs ile ilgili merak edilen ve bilinmesi gereken yüz soruya yazarlar yaptıkları araştırmalarla kısa ve öz biçimde cevap vermiş. Bu soru cevapların niteliğine göre eser üç ana bölüme ayrılıyor. Bu üç bölüm aynı zamanda tarihsel bir sınıflandırma. Birinci bölüm “Tarih İçinde Kudüs” başlığı altında Kudüs’ün tarihi, coğrafi ve dini önemine ilişkin soruları cevaplıyor. Bu bölümde Kudüs’ün ilk yerlileri olan Kenanilerden başlayarak şehrin zamanla Yahudiler, Babilliler, Romalılar, Emeviler, Haçlılar arasında el değiştirmesini ve nihayet Selahaddin Eyyubi tarafından fethedilmesini konu alıyor. Bunu takip eden ikinci bölüm ise “Osmanlı Dönemi Kudüs” başlığını taşıyor. Tarihte altı asır hüküm sürmüş bu muhteşem devletin hükmettiği tüm topraklarda bıraktığı derin izler bugün bile görülmektedir. Osmanlı’nın Kudüs’ü fethetmeden önce burası için yaptığı yardım faaliyetleri, Yavuz Sultan Selim döneminde fethedilmesi ile beraber tarihteki vakıf şehir özelliğine uygun olarak Kudüs’e çeşitli kaynakların vakfedilmesi, burada yapılan tamirat çalışmaları ve inşa edilen mimari eserler ayrıntılı olarak anlatılıyor. Bunun yanı sıra pek çok dinden ve milletten insanın beraber yaşadığı, tarih boyunca sorunların bitmediği Kudüs’te huzur ve refahın Osmanlı tarafından nasıl sağlandığı da değinilen konular arasında. Osmanlı döneminde en çok sorun çıkmasına neden olan konu ise Hıristiyanlar için yeryüzündeki en kutsal mekan olarak kabul edilen ve Hz. İsa’nın kabrinin bulunduğuna inandıkları Kamame Kilisesinin Hıristiyan cemaatler arasındaki taksiminin sorun yaratması. Bu sebeple çıkan tartışmalar zaman zaman bölgesel güçler yetersiz kaldığı için bizzat padişah fermanı ile çözüme bağlanmış. Kutsal yerler konusunda çıkan bir anlaşma Osmanlı Devleti tarafından Katolikler lehine çözüme bağlanınca kendini Ortodoksların hamisi olarak gören Rusya ile Kırım Savaşı’na giden anlaşmazlıkların da fitili ateşlenmiş, bu savaş Osmanlıya telafisi mümkün olmayan zararlar vermişti. Kitapta bunu takip eden bölümde Kudüs’ün bugün de yaşadığı sorunların kaynağı olan Yahudi göçü konu ediliyor. Yahudilerin yüzyıllar evvel sürüldükleri Kudüs’e dönüp bu topraklarda yeni bir devlet kurma amacı gütmesi Osmanlı tarafından çok olumlu karşılanmasa da buna karşı koymak için aldığı önlemler yetersiz kalmıştı. Sonuçta Kudüs demografisi gözle görülür şekilde değişikliğe uğramıştı. Bunu izleyen alt başlıkta I. Dünya Savaşı ve Kudüs konu ediliyor. Kudüs topraklarının İngilizlerin eline geçmesini anlatan bu bölümde Yahudilerin rolüne değinilirken aynı coğrafyada yaşayan ve İngilizlerle iş birliği yapan Müslüman Arapların rolüne değinilmemesi tarihi bir eksiklik. Filistin Müslümanlarının Osmanlı askerlerine yaptıkları akıl almaz işkenceler nedeniyle askerlerin İngilizlere esir olarak teslim olmayı tercih etmesi de bu kitapta yer almalıydı. Zira her ne kadar faydalı bilgiler içeren bir kılavuz olarak planlanmış olsa da bu kitap aynı zamanda bir tarihsel hesaplaşma içeriyor. Zalimler ve mazlumlar arasında cereyan eden mücadele tüm çıplaklığı ve gerçekliği ile gözler önüne serilirken bazen zalimle mazlumun yer değiştirebildiği de okura gösterilmeliydi. Osmanlı Sonrası Kudüs başlığını taşıyan üçüncü bölüm ise güncel sorunlara da değinmesi bakımından okurların ilgisini en çok çekeceğini düşündüğüm kısım. Burada İngiliz himayesi ve onu izleyen tarihsel süreç soru cevaplar şeklinde aktarılıyor. San Remo Konferansından Balfour deklarasyonuna kadar detaylı şekilde bugün yaşanan duruma gelmenin nedenleri açıklanıyor. Yahudilerin bu bölgede izlediği politika ve İsrail devletini kurmak için Filistinli Müslümanlara yaptığı insanlık dışı ve hukuksuz muamele örneklerle anlatılıyor. Güçlü olanların adalete üstün geldiği, hukuk kurallarının ve müeyyidelerin sadece yeterince güçlü olmayanlar tarafından uyulmak zorunda olduğunu da İsrail’in kural tanımaz saldırgan tutumlarını okurken anlıyoruz. Kitabın 225.sayfasında bir hata göze çarpıyor. Burada İngiltere’nin Protestan bir devlet olduğu yazıyor. Ancak İngiltere Protestan değil Anglikandır. Kitabın sonraki baskılarında bu hatanın düzeltilmesini umut ediyorum.
Eserin son bölümünde ise “Kudüs’te Ziyaret Edilen Mekanlar” başlıklı bir ek bölüm var burada Kudüs’teki tarihi, dini mekanların fotoğrafları ve haklarında kısa bilgiler yer alıyor. Kudüs ziyaretçileri için yararlı olacaktır bu bölüm. Eser küçük sayılabilecek hacmine rağmen Kudüs hakkında herkesin bilmesi gereken temel bilgileri veriyor ve zihinlerde üzerinde düşünülmesi gereken pek çok soru oluşturuyor.
Zekeriya Kurşun & Ali İhsan Aydın, Rumuz Yayınevi, 1. Baskı, İstanbul, 2018, 248 Sayfa, ISBN: 978-605-5112-77-6
Yazar: Semanur ULU