
Osmanlı tarihçiliğinde askeri tarih uzun yıllar boyunca ihmal edilmiştir. Batı merkezli tarih anlayışında her daim önemini korurken, Türk akademik literatüründe ise son dönemlerde yapılan çalışmalar ve yazılan eserler ile askeri tarihe olan popülarite artmıştır. Bu alanda eserler kaleme alarak boşluğu doldurmaya çalışan Feridun M. Emecen, daha önce yazmış olduğu “Osmanlı Klasik Çağında Savaş (İstanbul 2018) ve Savaşın Sultanları: Osmanlı Padişahlarının Meydan Muharebeleri (F.M. Emecen – E. Afyoncu, ed. C. Yılmaz, I-II, İstanbul 2018)” kitaplarında dağınık halde bulunan makalelerini derleyip toplayıp haritalar ve resimler ile zenginleştirerek yalnızca akademisyenler için değil, tarihe ilgi duyan herkese hitap edecek bir şekilde hazırlamıştır. Çağdaşı Bizans ve Osmanlı kaynaklarını karşılaştırmalı inceleyen yazarın üzerinde durduğu konu, muharebelerin iman gücü veya “gaza” ideolojisi yerine, coğrafi şartlar ve Orta Asya’dan gelen Türkmen savaş geleneğinin savaşların sonucunu belirlediğini vurguluyor.
Değerlendirdiğim eser “ön söz” bölümünün akabinde üç ana bölüm ile devam etmekte ve kitabın sonunda yer alan kaynakça, ek metin ve dizin ile son bulmaktadır. Yazar eserin ön söz kısmında kullandığı, Yeoryos Pahimeris, Seyyid Lokman Çelebi ve Nikiforus Grigoras gibi Bizans ve Osmanlı birincil kaynaklarını tanıtarak kaynakların güvenilirliğini ve konunun hangi perspektiften bakıldığını göstermeyi amaçlamıştır. Ayrıca bu kısımda eserin hangi konuları kapsadığını belirtmiştir.
Eser, tarihi kronolojiden giderek önce Osmanlı Beyliği’nin kuruluşu ardından Bafeus Savaşı ve son olarak Pelekanon Savaşı’nı ele almıştır. İlk bölümde; Osman Bey’in atalarının çıkış noktasından başlayarak Yassıçemen ve Kösedağ meydan muharebelerine değinerek, Osmanlı öncesi Türk savaş stratejileri hakkında bilgi vermiş ve Osmanlı Beyliği’nin yükselişini Bizans İmparatorluğu’ndaki iç karışıklıkların ve siyasi istikrarsızlığın sonucuna bağlayarak kısa bir genel tarih anlatısı yapmıştır. Ve akabinde Osmanlı’nın askeri yapısından, teşkilatlanmasından bahsederek ana konunun iyi anlaşılabilmesi için araştırmacıya bir zemin hazırlamıştır.
Esas merak edilen, eserin ana konusu olan Bafeus ve Pelekanon savaşları ikinci ve üçüncü bölümde anlatılmaktadır. Burada yazar savaşların neden ve nasıl gerçekleştiği gibi sorunların cevabını vermiştir. Kullanılan çağdaşı kaynakların konu ile ilgili kısımlarını günümüz Türkçesine çevirip esere eklemiş ve bu argümanları değerlendirmiştir. Çünkü tarih sadece belgelerin transkribe edildiği bir alan değil, tam tersine belgelerin yorumlanıp değerlendirilmesini içeren bir bilim dalıdır. Objektif bir anlatım olması için hem Bizans hem de Osmanlı müelliflerini karşılaştırarak hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu bilimsel değerlendirmelerle açıklamıştır. Örneğin, Pelekanon Savaşı’nda iki önemli Bizans kaynağı olan Grigoras ve Kantakuzenos’un arasında birliklerin sayısı, zayiat bilgileri gibi anlatım farklılıkları vardır, yazar da bu farklılıklara değinmiştir. Yazar, tüm kaynakları tarayarak savaşları çok detaylı bir şekilde anlatmıştır. Savaşların genel bir anlatısını yapmak yerine, orduların düzenlerinden savaşların gerçekleştiği arazilerin etkilerine, savaş esnasındaki manevralardan kullanılan taktiklere birçok konudaki detaylar üzerinde durmuş ve bunları yorumlamıştır. Gerçekleşen bu iki savaşın Osmanlı Beyliği için ne kadar önemli olduğunu ve özellikle savaşların sonucunda Osmanlı askeri yapısına ne gibi katkıları olduğunu da bahsetmiştir. Ayrıca savaşların yaşandığı coğrafyalar ve harekât planları görseller ile desteklenerek anlatım zenginleştirilmiştir.
Bu bölümleri değerlendirirken iki husus dikkatimi çekti. Birincisi yazarın, Yeoryos Pahimeris ve Halil İnalcık üzerinde çok durmuş olmasıdır. Özellikle Bafeus Savaşı2nı anlatırken Pahimeris’i ana kaynak olarak ele almış ve bu bağlamda savaşı anlatmıştır. Bunun yanında İnalcık’tan ise başta savaşların yaşandığı coğrafyaların ve savaşların gerçekleştiği tarihlerin tespiti olmak üzere iki savaşta da bolca istifade etmiştir. İkinci husus ise, yazarın yeni bir iddia da bulunmamasıdır. Eser, daha önce bilinmeyen olaylar sunmuyor lakin bilinen kaynakların detaylı bir analiz sonucu karşılaştırmasını ve yorumlamasını yaparak olayları araştırmacıya sunuyor.
Ardından “sonuç” kısmının hemen akabinde bir ek metin bölümü var. Burada Kantakuzenos’un Geschichte kitabında eserin konusu ile alakalı bölümün Türkçeye çevrilmiş hali eklenmiş. Bu sayede araştırmacılara yorum yapma fırsatı da sunulmuştur. Yalnız eserin 74. sayfasında geçen Almanca “Geshicte” ifadesinin, muhtemelen bir dizgi hatası sonucu “Geschichte” (tarih) yerine kullanıldığı görülmektedir. Bu küçük teknik hatanın gelecek baskılarda giderileceğini umuyoruz.
Yukarıda değinilenler göz önüne alındığında eser, Osmanlı’nın küçük bir beylikten bölgesel bir güce nasıl evrildiğini tarafsız bir şekilde hem Osmanlı hem Bizans kaynaklarını ele alarak geniş bir perspektifte sunmaktadır. Eser, akademik önemi giderek artan askeri tarih alanındaki literatür boşluğunu doldurmayı hedeflemektedir. Dipnot ve indeks etkin bir şekilde kullanılmış ve kullanılan görsellerin hemen altına kaynakçaları eklenmesi araştırmacının kaynaklara erişimini kolaylaştırmıştır. Lakin, eserde harita ve resimlerin kullanımı fazla olmasına rağmen görseller için ayrı bir içindekiler kısmının bulunmaması, araştırmacının görsellere olan erişimini kısıtlamıştır. Eserde dikkat çekici bulduğum nokta ise QR kod entegrasyonunun olmasıdır. Bu sayede anlatılan taktiklerin, birliklerin harekâtı ve savaş stratejilerinin video ile daha iyi anlaşılması sağlanmış ve eserde gelişen teknoloji ile tarih biliminde yeni anlatım olanakları etkin kullanılmıştır.
Bunların haricinde, eser bizlere yeni bilgiler sunmuyor, var olan bilgileri derinlemesine inceliyor. Geneli itibarıyla her kesimden okuyucuya hitap edecek şekilde sade, anlaşılır ve akıcı bir üsluba sahiptir. Eserde kullanılan kaynaklar kapsam ve içerik bakımından son derece doyurucudur. Konu ile ilgili klasik kaynakların yanı sıra, alan yazımındaki güncel çalışmalara da yer verilmiştir. Eser, Erken Osmanlı Dönemi, Osmanlı-Bizans münasebetleri ve Osmanlı askeri tarihi gibi alanlar ile ilgilenen araştırmacılara tavsiye edilebilecek mahiyettedir.
Yazar: Taha Güleryüz, Lisans Öğrencisi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü, İstanbul, taha.guleryuz@stu.fsm.edu.tr
İlk Osmanlı Muharebeleri Bafeus 1302 & Pelekanon 1329, Feridun Mustafa Emecen, İstanbul, Timaş Yayınları, 2025, 96 sayfa, ISBN: 978-625-6767-38-6.