Kamların Gecesi, Şenol Soydan’ın fantastik edebiyatımıza kazandırdığı kıymetli bir eser. Bu türden doğru düzgün, geniş kaynaklara dayanan, gerçeğe yakın bilgiler ile var olmuş bir roman. En belirgin olarak; Tolkien’in “Yüzüklerin Efendisi” eserinde olduğu gibi, bizim kültürümüzün eseri olan figürler çalınarak, dünyada ses getiren eserler ortaya konulurken, Türk Mitolojisinin çağımızda hak ettiği değeri görmesi, ses bulması için güzel bir çalışma Kamların Gecesi.
Türk Mitolojisinden beslenen yazarın, gerçeklik ile doğa üstü güçleri bir arada ustaca kurguladığı, yoğun kaynak taraması ile hem bu konuya ilgisi olanların kaynaklarından istifade etmeleri hem de ortaya koyduğu eserin ciddi bir araştırma sonucu ortaya çıktığını göstermek için, eserin sonunda kaynakçasını ilave etmesinden anlıyoruz. Ayrıca günümüzde unutulmuş eski Türkçe sözcükler için küçük bir sözlük de yazılarak eklenmiş, Yazar ressamlığını da etkili kullanarak, konu ile örtüşen çok güzel çizimleri ile eserini süslemiştir.
Eser, Kuzey Obası Akçateke’de yaşayanları, komşularının ve coğrafi özeliklerinin tanıtılması ile başlıyor. Davetsiz bir misafirin obaya gelişi ile olaylar yön buluyor. Olaylar gelişirken yazar oba da yaşayan Türklerin din ve devlet adamları, tüccarları, savaşçıları, sanat erbabı, çocuklar ve kadınları hakkında verdiği bilgiler ile orta dünyada yaşayan Türklerin M.Ö dönemdeki sosyal yaşamını daha iyi anlamamızı sağlıyor.
Akçateke’yi, orada yaşayanları tanıdıktan sonra, Boz Oba ve obada yaşayanları da tanıyoruz. Bu şekilde kafamızda bir orta dünya şekillenmeye başlıyor. Sayfalar çevrildikçe bize bir toyun olacağının haberini de veriyor yazar. Türklerinin toyları nasıl oluyor sorusuna da ilerleyen bölümlerde cevap bulacağımız müjdeleniyor.
Orta dünyanın sakinliği bozulmaya, bir şeyler ters gitmeye başlamıştır. Olaylar son sürat devam ederken bu sefer Batı Türk Devleti’nde ele geçirilen Talmacıların anlattıkları devletin ileri gelenler tarafından görüşülüp yapılması gerekenler üzerine tartışmalar yaşanıyor. Yazar bir yandan kurguyu ilerletip, heyecanı artırırken bir taraftan da okuyucuyu bilgilendirmeye devam etmektedir. Türklerin, kamların sözlerine önem vermeleri sebebiyle, eser boyunca kamlar hakkında bolca bilgi sahibi ederken, iyi ruhlarla temas halinde olan ak kamlar ile yeraltında yaşayan kötü ruhlar ile de kara kamların iletişim kurduğu ve ruhlar ile yaşayanlar arasında kamların aracı olduğunu da görüyoruz.
Serüvenimiz hızla devam ederken orta dünyada yaşayan Kerbele Krallığı’nı da daha iyi tanıyor yönetimde bulunanların entrikalarına da şahit oluyoruz. Orta Dünya karanlık ruhlar tarafından hızla karıştırılırken bir taraftan savaşlar çıkmaya başladığında yazarımız burada savaş teknik ve stratejileriyle, savaş araç-gereçleri, kullanılan silahlar hakkında okuyucuyu sıkmadan romanın içine bilgilerini serpiştirerek eserine devam ediyor. Savaşlar, entrikalar, diplomatik temaslar gibi yaşananları soluksuz okunmaya devam ederken, okuyucu her sayfada yeni bir bilgi, yeni bir heyecana doğru yol alıyor.
Savaş dendiğinde ilk akla gelen Türkler, yine savaşta gösterdikleri kahramanlıkları ile ruhumuzu okşarken, karanlıklar dünyası ile aydınlığın savaşı, iyi ile kötünün bitmeyen mücadelesi, akıcı bir dille anlatılıyor. Eser edebiyatımızda eksikliğini hissettiren türüne katkısı ile yazın dünyası için kıymet olmasından öte, Türk Gençliğinin saçma sapan, çalıntı kurgular ile yazılmış kitaplara inat, kendi öz mitolojisinden, atalarının sesi ve gölgesi altında okuyup kendini bulduğu, yaşadığı kültürün yansımasını bulduğu bir eser olarak kalacaktır.
Başka kültürlerin etkisi ile kendi kültüründen, tarihinden, mitolojinden uzaklaşmış bireylerin, cesaretle ve okudukça kendini bulacağı, en azından İslam öncesi dönem unsurlarını tanıyabileceği, dün ve bugün arasında Türk toplumunun dünyaya bakışı, düşünce ve ahlak yapısı, sosyal hayatı, kamların sosyal hayat içindeki rolleri gibi öz kaynaklarından kendini tanıması adına güzel bir çalışma. Türk Mitolojisinden beslenip, yeni eserlerin ortaya çıkması için, kalemi eline almışlara cesaret verecek güzel bir yapıt. Okunması okutulması ve kütüphanelerimizde yer alması gereken bir eser.
Şenol SOYDAN, Kutlu Yayınevi, 1. Baskı, 240 Sayfa, 2019, ISBN: 605-799-35-2
Yazar: Fatih OĞHAN